100 TL´nin Arkasında ki Adam Buhurizade Mustafa Itrî Kimdir?
Devrine göre iyi bir öğrenim görmüştür.
Hocalarından bir kaçı Hâfız Post, Nasrullah Vakıf Halhali, Kasımpaşalı Koca
Osman Efendi, Derviş Ömer Efendi gibi, 17. yüzyıl bestecileri vardır. Çağının
kaynakları mevlevi olduğunu göstermektedir. Mevlevi mukabelesinde
okunan bir Segah ayin bestelemiş olduğundan bu rivayetlerde
haklılık payı olabileceği düşünülmektedir.
Hayatı boyunca birçok padişah ve devlet
adamından himaye görmüş olup, bunlardan en önemlisi IV. Mehmetdır. Devlet
adamlarına yakınlığı nedeniyle bir dönem esirciler kethüdalığı yapmış, sarayda
da musiki dersleri vermiştir. Itrî uzun yıllar Enderun’da müzik öğretmenliği ve
hanendelik ettikten sonra, elli yaşına doğru emekli olarak saraydan
ayrılmıştır. Ancak, müzikteki ünü Lale Devri’nde daha
da artarak sürdü. Meyvecilikle çiçekçiliğe meraklı olduğu, kendi adıyla anılan
İstanbul’un ünlü Mustabey armudunu ilk kez onun
yetiştirdiği de söylenir. Itırdan gelen Itrî mahlası da, çiçek merakına
bağlanır. Divan şairlerinden Şeyhî’nin yazdığına
göre, ölümünden sonra “Mevlevihane Yenikapusu haricine” gömülmüştür. Mezar taşı
kayıptır Buhurizade Mustafa Itrî Neva Kâr'ı Klâsik Türk
Musikisi repertuvarının en yetkin eseri olarak kabul edilmekte. Makamsal
geçkiler, ezgilerin zengin ve orijinalliği bu eseri bir baş yapıt haline
getiriyor. Kâr'ın sözleri ünlü İranlı şair Hafız-ı Şîrâzî'ye ait. Itrî'nin
küçük formda (şarkı, türkü, köçekçe v.s.) hiçbir eseri günümüze kadar gelemedi.
Eserlerin tümü büyük formlarda. Dini musikinin de çok önemli eserleri yine
Itrî'ye ait. Bunlar arasında Segah Bayram Tekbiri, Segah Salat-ı Ümmiye, Cuma
Salatı, Dilkeş-haveran Gece Salası, Rast Mevlevi "Na't-ı Mevlana"
bütün İslam Dünyasında meşhur. Asıl önemi besteciliğindedir. Yapıtlarıyla bir
çığır açmış, Klasik Türk müziğinin kurucusu olmuştur. Ondan önceki
bestecilerde, bir ölçüde de olsa, Orta ve Yakındoğu müziklerinin izleri
sezilir. Bu etkiler onda bütünüyle silinmiş, Klasik Türk müziği diye
adlandırılan, Osmanlı-Türk üslubu en belirgin çizgileriyle ortaya çıkmıştır.
Klasik üsluba bağlı kalmış pek çok bestecide, az ya da çok, onun etkisi vardır.
Itri, Abdülkadir Meragi ve Hammamizade İsmail Dede Efendi'yle
birlikte, Türk müziğinin gelişimini yönlendiren üç önemli besteciden biri
olmuştur. Itri, Şeyhülislam Esad Efendi'nin belirttiğine göre, bini aşkın beste
yapmıştır. Bunların büyük bir çoğunluğu unutulmuş ya da kaybolmuştur; bugün
ancak kırk dolayında yapıtı bilinmektedir. Bestelediği yapıtlarda şiirlerinin
pek azını güfte olarak kullanmış, Nâbî, Bakî, Nazîm, Nailî,
Nef’î gibi ustaların şiirlerini bestelemeyi yeğlemiştir. Şiirlerini
topladığı Divan’ı kayıptır. 1721 yılında ise hayata gözlerini yummuştur.
2012´de UNESCO tarafından anma yılı açılış
etkinliği düzenlenmiştir.