Anlık Tehlike Kalp Krizi
Akşamları televizyon izlerken kalp
kriziyle gelen ölüm haberlerini sık sık duyar olduk. Ya da yolda yürürken kalp
krizi geçiren bir bireyle karşılaşma ihtimalimizin gün geçtikçe arttığının
farkındayız. Kalp krizinin ardından gelen ölümlerin çoğunda bu
konuda bilinçsiz olmamız büyük bir orana sahip. Ya kalp krizi geçiren kişinin
kalp krizi geçirdiğini anlayamıyoruz ya da bu konudaki ilk yardım bilgimiz de
kalp krizi hakkında olduğu kadar az.
Bireyin kalp krizi geçirmesine ne gibi
durumlar zemin hazırlar ve bu konudaki risk faktörleri nelerdir? Günümüzde prevelansı yüksek olan kronik hastalıklar
hipertansiyon, diabetes mellitus (şeker hastalığı) , kolesterol dengesizliği, koroner damar hastalıklarını kalp krizi etyolojileri arasında sayabiliriz. Sigara, alkol
alışkanlığı ve obezite de en az
kronik hastalıklar kadar kalp krizini tetikleyici faktörlerdendir.
Kalp krizi koroner damar adını
verdiğimiz kalbi besleyen damarlarda ani tıkanma ile seyreden bir durumdur.
Erkeklerde 45 yaş üstü, kadınlarda ise 55 yaş üstü kişiler risk altında
bulunmaktadır. Kalp krizi kişi üzerinde sürekli artış gösteren göğüs ağrıları,
çabuk yorulma, nefes almada zorluk çekme, baş dönmesi, bulantı, kusma, terleme,
sol kola yayılan ağrı gibi semptomlar gösterir.
Kalp krizinden korunmak için ritim
bozuklukları ve kalple ilgi diğer farklılıklar göz ardı edilmemelidir. Sigara,
alkol kullanımı olmamalıdır. Obezite oluşumu en aza indirilmelidir. Düzenli
beslenme sağlanmalıdır. Şeker, tuz, yağ gibi besinlerden kaçınılmalıdır. Uygun
aktiviteler oluşturulmalıdır. Tansiyon, kan şekeri ve kolesterol düzeyleri
normal sınırlar içinde olmalıdır. Stresten uzak durulmalı.
Kalp krizi geçiren bir kişiyle karşı
karşıya kaldığımızda sakin olmalı ve telefon ile acil yardım ekibine haber
verilmelidir. Kalp krizi geçiren bir kişiye yapacağımız ilk yardım kişinin
bedeninde oluşabilecek hasarı en aza indirmemizi sağlar. Kişi sırtüstü, düz bir
şekilde yatırılmalı, kıyafetleri gevşetilmeli. Ani kalp durmasında
dolaşım (nabız), solunum kontrolü yapılmalı. Eğer nabız alınamıyorsa kalp masajına başlanmalıdır. Her iki el hastanın göğüs
kafesine yerleştirilmeli ve kollar kırılmadan uzatılmalıdır. Her basıda göğüs
4-5 cm aşağı çökmelidir. 30 kalp masajına 2 suni solunum oranında
uygulanmalıdır. Dakikada en az 100 bası yapılmalıdır. Kalp masajı uygulaması
düzenli ritimle yapılmalıdır. Bulunulan ortam havalandırılarak hastanın nefes
alabilmesi sağlanmalıdır.
“KALBİNİN DURMASINI İSTEMİYORSAN, ONU ATARKEN KORU.”