Kader nedir? Kader algımız doğru mu?
Bu soruya cevap bulmak için öncelikle bir
kaç şeye değinmemiz gerekiyor. İşe öncelikle kader nedir ? soru suna cevap
aramakla başlamak gerekir. Bu soruya cevabımızı doğru verirsek belkide her şey
daha netleşecek ve her şey bu sorunun cevabında gizli diyebiliriz.
Kader sözlükte 'ölçü, miktar, bir şeyi
belirli ölçüye göre yapmak ve belirlemek' anlamlarına gelmektedir. Terim olarak
ise 'yüce Allah'ın ezelden ebede kadar olacak bütün şeylerin zaman ve yerini
özellik ve niteliklerini ezeli ilmiyle bilip sınırlaması ve takdir
etmesi'demektir. Allah'ın ilim ve irade sıfatlarıyla ilgili bir kavram olan
kader evreni evrendeki tüm varlık ve olayları belli bir nizam ve olayları belli
bir nizam ve ölçüye göre düzenleyen ilahi kanunu ifade eder.
Bir Müslümanın kadere iman etmesi demek
esas itibariyle hayır ve şerrin haliki olan Allah hu teala olduğunu kabul
etmesi demektir. Her şeyi ilk sahibine bağlamak her şeyin Allah'a nispet
olunması demektir. Dolayısıyla bir Müslüman hem irade-i külliyeye hem de
irade-i cüziyye ye inanır. Müslümanların inananların kainatta mutlak kanun olan
ilahi bir varlığı kabul etmeleri ahlakın esas unsur olan ihtiyar ve irade i
ciziyye'yi insandan kaldırmaz.
Allah hu teala insanları hür iradeleriyle
seçecekleri şeylerin nerede ve ne şekilde seçileceğini ezeli yani zamanla
sınırlı olmayan mutlak ilmiyle bilir ve bu bilgisine göre diler. Yine Allah bu
dilemesine göre takdir edip zamanı gelince kulun seçimi doğrultusunda yaratır.
Tüm bunlardan sonra kader algımızdaki
yanlışlıkları ayıklama vakti diyelim. Öncelikle bizim kader algımızdaki
yanlışlardan bir kaçını söyleyerek işe devam edelim. Etrafımızda sık sık
duyduğumuz belki de kendimizin sık sık dile getirdiği yanlışlardan bahsedelim.
Mesela kaderimde bu da varmış-kader mahkumu -bu benim seçimim değil Allah böyle
yazmış kaderimi -kader utansın tüm bu sıkıntılarım kaderimin kötü olmasından
vs.
İşte tüm bu suçları kadere atfetmemiz
kader algımızın yanlışlığından kaynaklıdır. Bizlerin kader algısı Allah teala
hepimizin kaderini önceden yazdı ve bizler de bunları yaşıyoruz yaşamımızdaki
olaylarda bizim payımız yok Allah belirledi ve bizler de yaşıyoruz. Elbetteki
oldukça yanlış ve bir o kadar da tehlikeli bir inanış demekte fayda var. Eğer
ki durum böyle olsaydı Allah'ın bizleri yeryüzüne gönderip imtihan dünyasında
her birimizi imtihan etmesinde bir mantık kalmayacak. Kuran-ı kerim'de birçok
ayeti kerimede 'Akl etmez misiniz?' buyurmuştur. Bizler bunları akli
çıkarımlarla da bulmamız zor olmasa gerek.
Allah'ın ilmi kulun seçimine bağlı olup
Allah'ın ezeli manada bir şeyi bilmesinin kulun irade ve seçimi üzerinde zorlayıcı
bir etkisi yoktur. Aslında insanlar Allah'ın kendileri hakkında sahip olduğu
bilgiden habersizdirler ve pratik hayatta bu bilginin etkisi altında
kalmaksızın kendi iradeleriyle davranmaktadır. Yani biz Allah hu teala bildiği
için belli işleri yapmıyoruz. Bizim bu işleri yapacağımız Onun tarafından ezeli
ve mutlak anlamda bilinmektedir. Allah kulu seçen ve seçtiklerinden sorumlu
olan bir varlık olarak yaramış onu emir ve yasaklarla sorumlu ve yükümlü
tutmuştur. Evet Allah hu teala bizlerin neler yapacağını ezelden bilmekte ancak
bizim yanlış kader algımız da ki gibi bunlar Allah'ın yaptırımı değil bizlerin
seçimidir. Küçük bir benzetme yapacak olursam bir ağacın köklerini düşün hepsi
aynı boyda ve toprağın belirli bir yerinde ağaç alacaklarını hangisinden
alacaksa alır o onun tercihidir. Fakat kökleri yaratan Allah'tır. Kader de
böyledir yüzlerce tercih sunulmuştur ve hepsi size bırakılmıştır.