Televizyonun Zararları
İskoç kökenli john logie baird’ın icat ettiği Televizyon kullanılmaya başladığı 1925 yılından itibaren her geçen gün üzerine yenisini ve daha modernini koyarak günümüze kadar geldi diyebiliriz. günümüzde haber, dizi, film, yarışma ve spor programları denince aklımıza ilk gelen ekran televizyondur. Zamanla bu tarz programlar internet aracılıyla bilgisayar ve telefonlarımıza da insede, televizyon neredeyse her evin en köşesinde kendisine yer bulacaktır.
Televizyonun Zararları
Televizyon 1925 yılında icat edilse de,
ülkemize gelmesi 1960’ların başını buldu. O zamanlar sayısı az ve
siyah-beyazdı. Tabi sadece TRT günün belirli bir saat aralığında yayın yapardı.
90’ ların başı ile artık renkli televizyonlar ve yeni kanallar açıldı. Bu
bilginin hızlı aktarımı açısından olumlu sonuçlar doğursa da zararlı yönlerinde
olmuştur.
· Bağımlılık, eskileri
söylemiştik imkan daha azdı ama hayatımıza 2-3 saatliğine bile olsa bir sosyal
aktivite oluşturuyordu. Ama günümüzde 7/24 ve her evde erişim imkanı olduğu
için televizyona karşı büyük bir bağımlılık oluştu insanlar televizyonun renkli
ve eğlenceli dünyasına girdimi dışarıdaki soğuk hava cazip kılmaz oluyor artık
buda saatlerce televizyon izlemeye izledikçe bağımlılık kazanmaya başlıyor
· Sosyal Aktivite Yetersizliği,
bir nevi bağımlılığın doğurduğu sonuçlarda diyebiliriz. Sürekli telefon başında
olan insanlar etrafından soyutlanıyor komşuluk,arkadaşlık hatta akrabalık
ilişkileri bile neredeyse bitmiş seviyeye geliyor insanlar tanıdıkları ile
zaman geçirmek, muhabbet etmek, gezmek, eylenmek yerine televizyon başında
vakit geçirmekle uğraşıyorlar, tabi bunun tek sorumlusu televizyon değil ama
pastada pay sahibi diyebiliriz.
· Kültür, Ahlak, günümüz
televizyon programlarında kültür ve ahlak açısından olumsuz yönde etki
sağlayacak çok sayıda program mevcut buda her yaş grubunda kültürel ve ahlaki
unsurları zedeliyor.
· Şiddet ve Cinsel İçerik, yüzlerce
kanal ve tv programı farkın dalık yaratmak ve dikkat çekmek için farklı
projeler geliştiriyor genelinde bu projelerin büyük bir bölümde şiddet ve
cinsel içerik mevcut buda geneli genç nesil olmak üzere çok sayıda kişi için
olumsuz karakter oluşumuna sebep oluyor.
· Kutuplaştırıcı yönü,
TV programları ve kanallar belli bir kesime ait (spor ekipleri, dini
kuruluşlar, siyasi partiler) buda yayın sırasında kendi düşüncelerini
aktarırken birbirlerine ağır ithamlar ve eleştiriler oluşuyor bunun sonucu
sokakta iki kesimim mensubu arasında kutuplaşmaya sebep oluyor
· Sağlık (Radyasyon), televizyon
plazma, LED, LCD fark etmeksizin radyasyona sebep olurlar bu da sağlığa
zararlıdır.
· Sağlık(Görme), hareketsiz
ve saatlerce televizyona bakan insanlarda genellikle çocuklar için bu oran daha
yüksek görme yetisinde azalma hatta ileri safhalarda görme yetisini yitirmeye
kadar gidebilir.
· Sağlık (Obezite), Televizyon
karşısında saatlerce oturan bireyler hareketsiz kaldıkları için vücutlarındaki
enerji atılamayacağından yağ olarak vücutta birikmeye başlar buda ileri
safhalarda obezite riskini doğurur.
· Sağlık(Beyin Gelişimi), Sürekli
aynı noktaya bakmak ve bakılan noktanın radyasyon yandığını düşünürsek,
çocukların beyin gelişimleri olumsuz yönde etkilenebilir.
· Dünyayı çocuklara yanlış
aktarım, izlenilen TV programlarında gerçek dışı çok sahne
mevcuttur. Bu tarz programlardaki hayali düşman karakterleri dünya üzerine
saldırılar düzenler buda çocukların bilinç altında hep tehlike ve korku
içerisinde yaşamasına sebep olur. ters bir açıdan bakarsak hayali kahramanlar
verilen süper güçler (uçma , koşma , yüzme , hızlı araç kullana bilme, silah
savaşları vb. ) çocukların hoşuna gitmekte ve bunların gerçek hayatta
olabileceğine inanmaktalar bunun bir örneği olarak kendisini örümcek adam sanan
bir çoçuk 5.kattan kendisini yere bıraktı. Sonuç olarak çocuklara ve gençlere
hayal dışı güçler, korkular ve dünya üzerinde olma ihtimali olmayacak saldırı
kurguları lanse ediliyor.
· Tüketim, büyük
ölçüde yine çocukları kapsasa da bu husus her yaş grubuna hitap ediyor televizyon
üzerinde sağlıksız renklendirici ve koruyucu maddeler içeren yiyecek içecekler
sanki güzelmiş gibi “ballandıra ballandıra” anlatılıyor. İnsanlar bu reklamlara
bakarak bu ürünlere karşı bir istek uyanıyor daha sonra zararlı olmasına rağmen
tüketimi başlıyor, başka bir örnek evinde olmasına rağmen daha yenisini sunan
firmalar insanları ellerindekini sanki eskimiş kanısına getiriyor ve yenisini
almak zorundaymış gibi bırakıyor bunun ismi bir nevi “moda” ama gereksiz yere
ve bir çok kişi için israf niteliğinde oluyor.
· Uykusuzluk, bir nevi
bağımlılığın doğurdu sonuç, insanlar 7/24 açık olan ve her saatinde program
olan televizyondan kalmak istemiyorlar. geneli 15-25 yaş arası olan gençlerde
çoğunlukla görülüyor. Gece programlarını takip etmek isteyen gençler uyuması
gereken zamanda televizyon izlediği için uyanık ve hareketli olması gerektiği
zamanda uyuyor buda hayatında dengesiz bir yaşam doğuruyor.
Bunlar en temel ilkeler insanlar bunların neredeyse hepsine dair bilgi
sahibi ama o kadar güzel geliyor ki bu dünya bırakmak istemiyor. Çözüm üretmek
belkide zor ama denemek lazım yoksa gelecek çocuklarımız için hiç iç açıcı
olmayacak